Tuz

17 Haziran 2014 Salı

tuzTuzla buz oldu bardak. Elinden düşüvermişti bir anda. Ağzında tuz tadı vardı sürekli. Denizi özlemişti besbelli tuzlu suları yutmuş gibiydi boğazı epeydir. Yıllar önce yarasına tuz basmıştı deniz.Kalbi kirlenmişti, deniz temizlemiş ve berraklaştırmıştı içini. O günden beri ne zaman özlese denizi ağzında hep bir tuz tadı beliriverirdi. Mavileri düşledi... Mavi, dingin, serin ve az tuzlu deniz. Az şekerli kahve gibi olsun az tuzlu olsun deniz. Bir yelkenli düşledi, rüzgarın yetmediği yerde nefesiyle üfleyerek de olsa uzaklara gitmek lazım dedi. Beyaz bir yelkenli, masmavi yolculuklar, az tuzlu olsun yalnız deniz. "Ahhh" diye çığlık attı birden. Düşlerinde gezinirken elindeki bıçak kesivermişti elini. Kana tuz iyi gelmez şeker basmak lazım dedi. Evde hiç şeker kalmamıştı. Parmağındaki kanı emdi, tadı tuzluydu. Tuzlu ve sıcak. "Garip" dedi. Kan da az tuzlu gibiydi. Tadını sevdi. Kanaması durana kadar emmeye devam etti. Gözlerini kapadı, vücuduna bir sıcaklık yayıldı uykusu geldi. Aslında çok da derin bir kesik değildi nedendi bu kadar kan kaybı? Ne oluyordu böyle? Gözleri kararırken mavi ve az tuzlu bir deniz düşledi. Ortasında da bembeyaz bir yelkenli.